"Hayatımızın uzunluğunu güneş, kalınlığını ise tutkularımız belirler." Ömer Hayyam
Bu sabah Hürriyet'in Seyahat ekinde Sezer Aslan'ın röportajını okudum. Daha ilk cümlesinde heyecanlanmıştım çünkü Sezer 30 dolarla 4 şehir gezmekten bahsediyordu. Dersin ortasındaydık, çizim yapmam gerekiyordu ama ben gazeteyi elimden bırakamıyordum. Bırakmasına bıraktım ama çizim bitene kadar içim içimi yedi. Okudukça imrendim.Bir yandan kendi durumumu tarttım tabii ki. Tamam, bir miktar borcum var, çalışmak durumdayım. Kendi derslerim, verdiğim özel dersler, Greenpeace'teki çalışmalar...Özellikle şu sıralar zamanımı ve parayı kontrol etmekte zorlanıyorum. Ama bunlar engel olmamalı...Çünkü ben zaten birşeyleri kontrol etme fikrine bile dayanamıyorum. İnsan "özgür olmak" için var. Beni var eden etrafımı çevreleyen koşullar değil, tercihlerim. Geçmişe ve şimdiye baktığımda pekte iyi şeyler görmüyorsam değiştirilmesi gereken şeyler var demektir. Eh, bunun en güzel çözümü de biraz arınmak, biraz nefes almak, küçücükte olsa bir gezi belki...
Ama bugün, ama yarın...
Bugün bitiyor, kaç yarın olacak belli değil....
Sabaha günaydın diyebiliyorsam hayattayım, tutkularım ne denli çoksa o kadar yaşıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder